2 Nisan 2008 Çarşamba

ADNANIN YÜKSELİŞİ MANİDARDIR

1990'da ortaya çıktı Gündeme damgasını vuran Adnan Hoca'nın ortaya çıkışı kadar yükselişi de manidar. Elinden kurtulan Kübra anlatıyor13.05.2007 * Grup, 1990’da Adnan Oktar’ın Ortaköy Dereboyu’ndaki evinde toplanmaya başladı. * Oktar 1991 başında Bilim Araştırma Vakfı’nı kurdu. Geleneksel İslam anlayışı bırakıldı. Grup, Oktar’ın talimatları doğrultusunda kabuk değiştirdi. * Özellikle eğitimli, genç, güzel kişiler alınmaya başlandı. * 1999’da Hoca’nın adı, lösemi hastası Doktor Oktar Babuna için toplanan para kampanyasına karıştı. Babuna için elde edilen 2.5 trilyonun Bilim Araştırma Vakfı’na aktarıldığı iddia edildi. * O yılın 12 Kasım’ında Adnan Oktar’ın Kandilli’deki evine baskın düzenlendi. Oktar’la birlikte 70 kişi gözaltına alındı. * Manken Ebru Şimşek’in de aralarında olduğu 20 kişi Adnan Oktar’dan şikayetçi oldu. Oktar’ın birçok ünlü kişiye seks kasetleri yoluyla şantaj yaptığı öne sürüldü. * Ocak 2000’de Oktar ve 35 adamı hakkında 16 yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı. * Ocak 2007’de Adnan Hoca delil yetersizliğinden beraat etti. * Harun Yahya adıyla son yazdığı Evrim Teorisi’nin geçersiz olduğunu savunan Yaratılış Atlası olay oldu. Kitap, Türkiye’de çok sayıda akademisyen, gazeteci ve milletvekiline bedava dağıtıldı. Fransa’da da çeşitli çevrelere gönderildi ancak gelen tepkiler üzerine toplatıldı.KURTULAN KÜBRA ANLATIYOR:Yakışıklı gençler, güzel kızlar, para içinde lüks hayat!Kübra Yelkenci, Ceylan Özgül gibi Adnan Hoca grubuna katılan onlarca kızdan biri. 1 ay önce ağabeyinin telkinleriyle gruptan kurtulmayı başardı. Genç kız, Ceylan’ın kurtarılması girişiminde de ailenin hep yanında oldu. Kübra’nın öyküsü, Adnan Hoca ve grubunun nasıl “mürit” kazandığını ve sonrasında yaşananları açıkça ortaya koyuyor. Bilgi Üniversitesi Psikoloji bölümü mezunu Kübra, 7 yıl önce internette chat’te tanıştığı ve dışarda görüşmeye başladığı yakışıklı gencin kendisini Adnan Oktar ile tanıştırmasını şöyle anlatıyor: Ayrılan münafık Sık sık çıkmaya başladık. Birkaç hafta sonra beni Adnan Hoca’yla tanıştırdı. Hoca bana onay verdi ve her hafta yanına götürülmemi istedi. Orada bir genç kızın ya da genç bir erkeğin isteyebileceği herşey var. Hayır demek mümkün değil. Yakışıklı adamlar, çok güzel kızlar, para, lüks bir yaşam. Herkesin yapısına, mesleğine göre bir görevi var. Herkes bir işle meşgul. Bu arada dini telkin yapılıyor. Gruptakileri dünyadan soyutluyorlar ve kendi içlerine çekiyorlar. Dışardaki erkeklere bakmıyorsun bile. Herşeyden soyutlanıp asker haline geliyorsun. İlk olarak itaat ezberletiliyor. İçeride mutlusun, iffetlisin, hayatının sonuna kadar sana bakacağız sözü veriliyor. Dışarda herşey kötü pis... ’Cemaatten çıkarsan münafıksın’ diyorlar. ’Başına kötü şeyler gelir’ diye tehdit ediyorlar. İki vakit namazDinde aşırı titizlik gösteriyorlar. Namaz vakitlerini hiç kaçırmıyorlar. Namazları 2 rekat ve iki vakit, sabah ve akşam kolaylaştırılmış vaziyette kılıyorlar. Adnan Hoca ’Bana yakın ailenizden uzak olacaksınız. Senin geçmişin yok, cemaatle doğdun, burada yeni bir kişisin. Sadece cemaattekiler cennete gidecek. Ayrılanlar cehenneme gidecek. Bana ölüp de gelin, burası cennetle cehennem arasındaki Araf’ telkinlerini sürekli tekrarlıyor, biz de inanıyorduk. Bize ’dışarda komünist karılar gibi yaşayacaksınız, içerde sahabeler gibi olacaksınız’ diye konuşuyordu..”Haber: Meltem Günayhttp://www.vatangazetesi.com.tr/root.vatan?exec=haberdetay&a mp;tarih=13.05.2007&Newsid=119331&Categoryid=1

Hiç yorum yok: